CHP Muğla Milletvekili Ömer Süha ALDAN, 25 Aralık 2017 tarihinde, Gazeteci Yavuz OĞHAN'ın sunduğu RS FM'de yayınlanan "BİR DE BUNU DİNLE" programına katılarak, Kanun Hükmünde Kararname üzerine görüşlerini açıkladı. AK Parti yöneticileri ve bir grup basın yayın organı programda geçen bir cümle üzerine Ömer Süha Aldan’a yönelik ağır eleştiriler getirdi. Aldan’ın darbe girişiminde bulunanlara hakaret ettiği savunuldu. Aldan’ın konuşmasına ilişkin basın mensuplarına program kaydı gönderildi. Aldan’ın konuşmasında , hiç kimseye "it" demediği, sözlerinin AKP yönetici ve taraftarları ile bağlı medya tarafından çarpıtıldığı belirtildi.Program yayınını tam deşifresi de paylaşıldı:
Yavuz OĞHAN: CHP’nin hukukçu milletvekili eski savcı Ömer Süha Aldan ile durumu değerlendirmek istiyorum. Hoş geldiniz Ömer Bey.
Ömer Süha ALDAN: Teşekkür ederim, iyi akşamlar diliyorum.
Yavuz OĞHAN: Teşekkürler. Siz ne diyorsunuz iki KHK’ya. Özellikle partiniz bu hukuki düzenlemeyi çok sert eleştirdi.
Ömer Süha ALDAN: Şöyle bir durum var. Acı bir gerçekle yüz yüzeyiz. Artık Cumhurbaşkanı, Başbakan ve 26 bakan, kendilerini yasama organı haline dönüştürdüler. En çarpıcı olan belki de o. Yasama organı sadece 28 kişiden oluşuyor. Kanun Hükmünde Kararname çıkarma giderek cazip gelmeye başladı iktidar kanadına. Bu her şeyden önce TBMM’ye saygısızlık ama daha çok da Adalet ve Kalkınma Partili milletvekillerine saygısızlık. Yani, bu şekilde o milletvekilleri ne işe yarıyorlar ki. Yani, kendi seçtikleri adamlara bile güvenmeyip, Meclisten bir takım düzenlemeleri kaçırıp, böyle gece yarısı ya da hafta sonu düzenlemelerle karşı karşıya kalıyoruz.
Yavuz OĞHAN: Ve çok temel düzenlemeler değil mi?
Ömer Süha ALDAN: Şöyle bir şey var, eğer bir hukuk devleti ise Türkiye, bu düzenlemeler olmaz. Eğer bu düzenlemeler var ise Türkiye artık bir ‘hukuk devleti’ değildir.Net bir tabir kullanmak lazım. Bugün Adalet Bakanı bir demeç veriyor,
Yavuz OĞHAN: 15 Temmuz 16 Temmuz ile ilgili diyor bu cezasızlık düzenlemesi.
Ömer Süha ALDAN: 15, 16 Temmuz gecesi için diyor. Yani haberi bile yok ki o düzenlemeden. Farkında bile değil. Madem öyle, ‘15-16 Temmuz günü cereyan eden olaylar nedeniyle’ dersin olur biter. Ama, perde gerisinde bir şey var. Adalet ve Kalkınma Partisi, bence, oluşacak yani bundan sonraki süreçte, ekonomik anlamda oluşacak toplumsal muhalefetin karşısına paramiliter bir güç çıkarmak istiyor. İşin özü bence o.
Yavuz OĞHAN: Siz eski savcısınız. Bu düzenleme ile birlikte, çünkü, programın başında bizi dinleyenlere aktardım; sosyal medya üzerinde işte, “tam zamanı”, bize mesajlar paylaşılmış, twitter üzerinden, “son KHK ile istediğimiz oldu. Bundan böyle Gezi eylemleri gibi terör eylemlerine, teröristlerin karşısında olacağız” falan diye bir takım mesajlar var. Siz eski bir savcı olarak bu düzenlemenin, bundan sonra meydana gelebilecek, ne bileyim, ‘bir protestoya müdahale, ne bileyim başka bir şey, bir gerilim, o müdahale eden insanları koruyacağını okuyor musunuz bu düzenlemeden.
Ömer Süha ALDAN: Şimdi, işin özü şöyle; eğer bir kişi ‘ben bunu darbe girişiminin devamı mahiyetinde bir eylem gördüm, vurdum öldürdüm’ derse, sonuçta bunu idareden soracaklar. Gerçekten bunun böyle bir ruh hali var mıydı o insanın? Herkes yararlanacak.
Yavuz OĞHAN: Peki, 15 Temmuz diyor parti sözcüsü?
Ömer Süha ALDAN: O parti sözcüsünün sözünün bir itibarı yok. Önümüzde bir Kanun Hükmünde Kararnamenin metni var. Metin açık bir şekilde “15 Temmuz ve sonrasında darbe girişiminin bastırılması ve bunun devamı niteliğindeki eylemlere” diye başlıyor. Ve doğal olarak da burada 15-16 Temmuz ibaresi olmadığı için bunu yıllara tabi bir şekilde yayabilirsiniz. Son derece muğlak, yoruma açık bir düzenleme bu. Ve insanları fütursuzlaştırıyor. Ve bu bir anlamda, Gezi benzeri olayların ortaya çıkmasına dönük bir gövde gösterisi aslında. Yani, çok affedersiniz, ‘benim bir sürü itim var, onları salarım sokağa. Onlara af bile getirebilirim’ mantığını toplumda yaymak anlayışıdır, onun ürünüdür. Bunlar bilmiyorlar mı benim gibi. Yazanlar Maddeyi düzenlerken, “15-16 Temmuz 2016 günü cereyan eden olaylara mahsus olarak” derdi ve iş çözülürdü. Onu da demiyor. Kaldı ki, şunu da göz ardı etmeyelim; Türkiye’nin güvenlik güçleri var. Bir darbe bastırılacak ise güvenlik güçleri bastırır. Eğer siz, bu tip olaylarda insanları sokağa salar, ondan sonra da bu olayları masum gösterip suç olmaktan çıkarırsanız, bu Türkiye’de usul haline dönüşmeye başlar. Basit bir olayda bile insanlar sokağa inerler ve af beklentisi içerine girerler. AKP, inanın bana, ne yaptığının farkında bile değil. Bu en başta, en çok zararı da kendisine verecektir. Bence hemen, Bakanlar Kurulu tekrar toplanmalı, bu maddeyi yürürlükten kaldırmalıdır. Bir şey daha ekleyeyim, 15-16 Temmuz akşamı bazı askerler, er statüsünde olan askerler linç edildi.
Yavuz OĞHAN: Az önce avukatlarıyla görüştük. 1,5 yıldır savcıların dosyaları görmezden geldiğinden şikayet ettiler.
Ömer Süha ALDAN: Tabi. Bu insanlara yönelik eylemlerden dolayı bu insanlar cezasızlık, cezai sorumsuzluk olayıdır bu düzenleme. O insanların başlarına gelenleri de yargılamaya konu etmek lazım. Hukukumuzda meşru müdafaa diye bir kavram vardır. Bir kişiye yönelik bir eylemde, kişi kendisi bir eylemde bulunursa, hakim durumu ölçer, ‘silahların eşitliği prensibi gereğince, karşılıklı bir davranış olmuş’ der, meşru müdafaadan o kişiyi cezai sorumsuzluk haline getirebilir. Böyle bir yetki kanunumuzda var. Diyelim ki, meşru müdafaada sınır aşılmışsa, yani karşıdan gelen eylemden daha büyük bir eylemle karşılık verilmişse o zaman da ceza verir ama ceza miktarı düşürülür. Hukukumuzda böyle bir düzenleme varken sadece 15 Temmuz’a özel böyle bir af kabul edilebilir bir şey değildir. Ve bu doğrudan doğruya TBMM’yi bypass etmektir. TBMM’nin böylesine bir af kararı alabilmesi için 5’te 3 çoğunluk gerekiyor. O bile yok. Yani 28 kişi ‘istediğimiz suçlu, istediğimiz suçsuz’ diyebiliyor. Dediğim gibi, eğer böyle bir düzenleme varsa Türkiye’de hukuk devleti yoktur. Herkes de bence öyle davranmalıdır bu saatten sonra. Hukuki güvencemiz yok. Yargıtay’a 100 tane üye atayıp çoğunluğu ele geçiriyorsunuz. Yargıda Birlik diye bir yapı vardı. Onu bozdu AKP son olarak. Ülkücülere bir kazık attı tabir caizse. Son anda.
Yavuz OĞHAN: Şimdi tam da buraya gelmişken, Sayın Aldan. MHP gün boyu sessizdi. MHP’den bir açıklama yapılmamıştı. Devlet Bahçeli’nin bir açıklaması var. Müsaade eder misiniz bir okuyayım. Belki yorum da yaparsınız. Çünkü, Yargıda Birlik Platformunun lağvedilmesi meselesini daha önce de konuşmuştuk. Herkes merak ediyordu ne diyecek diye. Şöyle diyor Devlet Bahçeli, “Türkiye’nin sosyal ve siyasal iklimini zehirlemek, birlik ve dirliğini zedelemek isteyen meşum emel ve malum karanlık hedeflerde bir gerileme, bir nedamet yahut bir ıslah hali maalesef görülemiyor. Kriz sevenler her fırsattan istifadenin peşindeler. Kaos ve korku tacirleri her gelişmeyi karalamanın, her durumu haşince kurcalamamın, haince kumpasa çevirmenin hevesindeler. Yetmedi mi bunalımlar, yetmedi mi ağır ve beka düzeyindeki sorunlar” diyor. “Dün yayınlanan KHK’nın 121. Maddesi siyasi ve ideolojik provokatörler tarafından büyük ve tehlikeli bir tartışmanın odağına yerleştirilmiştir. Hep aynı simalar, hep aynı nakaratlar, hep aynı itham ve iftiralar yine sahne almıştır. Alayına yazık. Hepsine yazıklar olsun” diyor. “15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki olayların bastırılması kapsamında hareket eden vatan evlatlarının, kanunun birinci fıkrası uyarınca, hukuki, idari, mali cezai sorumlulukları doğmayacağı hükmü altına alınmıştır. Ne var bunda? CHP niye rahatsızdı? HDP niye hoplamaktadır? İP niçin huzursuz? Barolar Birliği Başkanı neden keyifsiz? 15 Temmuz’da milli beka zillet ve zulmet dolu saatlerde bizzat millet tarafından savunulmuştur. Bundan gocunanlar FETÖ’nün kurşun askerleridir.”
Ömer Süha ALDAN: O zaman şöyle diyeyim. Sayın Bahçeli’nin hukukçu kurmaylarından biri Mehmet Parsak, son bütçe görüşmelerinde, Yargıtay ve Danıştay’a atama ihtimalini şiddetle eleştirmişti. Ve bunda ciddi oranda endişe duyduklarını dile getirmişti. Sayın Bahçeli, bildiğimiz tablo sergiliyor. Ben özünde şunu söylüyorum. Tabii ki o bombalamayı yapanlar cezalandırılacaktır. İnsanların hayatlarına kıyanlar elbette ki cezalandırılacaktır. Ama şöyle bir şey var;
Yavuz OĞHAN: Bugüne teşmil etme kaygısı zaten insanların üzerinde konuştuğu..
Ömer Süha ALDAN: Tabi. İnsanların eline ‘sokağa çık, birilerini öldür’ kozu verilmeye çalışılıyor. Bu çok yanlış bir şey. Bakın İsrail Filistin şeyine döner bir süre sonra. Ben geçen ay Filistin’deydim. İsrailli siviller bile sırtlarında silah taşıyorlardı torbanın içerisinde. Yani insanları böyle silahlandırırsanız, kutuplaştırırsanız bunun sonucu vahimdir. Hiç kimse belki şu anda algılamıyor ama Türkiye adım adım, psikolojik olarak, bir iç çatışmaya doğru sürükleniyor. Niye bu görmezden geliniyor anlayamıyorum gerçekten. Bu, en başta Sayın Erdoğan olmak üzere AKP’ye zarar verecek bir düzenlemedir.
Yavuz OĞHAN: Çok teşekkür ederim Ömer Süha Aldan değerlendirmeleriniz için.
YORUM YAZ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmadı. İlk yorumu siz yapın.
BENZER HABERLER