Bakan Zeybekci: “Mart ayında ihracatta cumhuriyet tarihimizin zirvesini yakalayacağız”

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, hedeflerine ulaşmak için Türkiye’nin önüne bir fırsat geldiğini belirterek, “Türkiye her türlü maliyetin vatandaşa ödettirdiği bu sistemden, bu kısır sistemden kurtulmayacak mı? Türkiye bu sistemden kurtulmak zorunda. Mart ayında ihracatta cumhuriyet tarihimizin zirvesini yakalayacağız” dedi.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Aydın Valiliği tarafından düzenlenen İş Dünyası İstişare Toplantısına katıldı. Bakan Zeybekci’ye toplantıda Vali Ömer Faruk Koçak, AK Parti milletvekilleri Mehmet Erdem, Mustafa Savaş ve Abdurrahman Öz, ADÜ Rektörü Prof. Dr. Cavit Bircan ve AK Parti İl Başkanı Ömer Özmen eşlik etti.
Toplantıda söz alan Aydın Ticaret Odası Başkanı Hakan Ülgen, Aydın Ticaret Borsası Başkanı Adnan Bosnalı, Aydın Sanayi Odası Başkanı Mehmet Yunus Şahin ve Efeler Ziraat Odası Başkanı Rıza Posacı, Aydınlıların Çıldır Havaalanının yolcu trafiğine açılması, Denizli-Aydın-İzmir yüksek hızlı tren hattının devreye girmesi, Aydın’dan Gülük veya İzmir Limanına demiryolu bağlantısının yapılması, İzmir -Aydın otobanının Denizli’ye bağlanması, lisanslı depoculuğun hayata geçirilmesi, Gıda Serbest Bölgesi kurulması, tarım ürünlerine prim desteği sağlanması, hayvancılığın desteklenmesi, jeotermal enerjinin seracılıkta kullanılması hususlarındaki isteklerini Bakan Zeybekci’ye iletti.
Toplantıda Aydın’ın ekonomik yapısından söz eden Vali Ömer Faruk Koçak, Aydın’ın birçok konuda verimli bir il olmasına rağmen yeteri kadar ihracat gerçekleştiremediğine dikkat çekti. Hedeflerinin 3 milyar dolarlık ihracat hacmine ulaşmak olduğunu kaydeden Koçak, bunun içinde yatırımcıların önündeki bürokratik engellerin yükünü en aza indirmeye çalışacaklarını sözlerine ekledi.
Türkiye’nin 2016 yılında büyük badireler atlattığını belirten Bakan Zeybekci ise, “O dönemde oluşan 1,8’lik kayıp bizim için hafif atlatılmış bir hasardır. 2016 yılının son çeyreğindeki büyüme rakamlarının bu hafta içerisinde açıklanmasını bekliyoruz. Tahminen son çeyreği yüzde 2,5-3’lük büyüme ile olmak üzere 2016 yılını pozitif anlamda ortalama yüzde 2’nin üzerinde yüzde 3’e yakın kapatmayı başaracağız. Dünyadaki büyümelere baktığımızda hem avro bölgesindeki ortalamalardan hem de OECD’nin ortalamalarından oldukça yüksek bir büyümeyle kapatmış olacağız. Ancak Türkiye her dönem yüzde 5,5’nin üzerine büyüme zorunda. Çünkü Türkiye her yıl üst üste 1 milyon vatandaşımıza iş bulmak zorundayız. Bu imkansız mı, asla değil. Çok kolaylıkla yapabileceğimiz bir şey. Yeter ki biz sıkıntılarımızdan kurtulalım, hastalığı iyi teşhis edelim ve bununla ilgili inançlı olalım. Yeter ki siyaseti de bu ülkenin ihtiyaçlarına göre, bu ülkenin uzun yolculuğuna göre kesintisiz, lakasız, virajsız, köprüsü viyadüksüz yolculuğuna göre yeniden dizayn edelim. Yapmamız gereken sadece bu kadar basit. Yoksa bu ülkenin dinamizmi bizi asla ve asla yüzde 6-6,5’un altında bir büyümeye müsaade etmez ” diye konuştu.

“Mart’ta cumhuriyet rekoru kıracağız”
Japonya ve Almanya’da ihracatın ithalatı karşılama oranlarının fazla verdiğine işaret eden Bakan Zeybekci, sözlerine şu şekilde devam etti:
“İlk defa yakaladığımız tarihi zirveyle Türkiye’de ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 90’lar seviyesine geldi. Bir gayret daha, biraz daha yüklenmeyle inşallah onu bire bir eşitledik mi ondan sonra artık durmak yok yola devam. İnşallah ondan sonrası da bizim için son derece güzel anlamlar ifade etmeye başlayacak. İhracatla ilgili günlük gelişmeleri takip ediyorum. Mart ayında cumhuriyet tarihimizin zirvesini yakalayacağız inşallah. Hedefimiz bu. Biz hedefleyelim, bir tık aşağısı olursa da ‘ne yapalım’ deriz ama inşallah tutturacağız. İhracatta bu sene ortalamasında yüzde 10’un üzerinde bir büyümeyi gerçekleştireceğiz”

“Türkiye’nin önüne bir fırsat geldi”
Türkiye’de geçmiş dönemlerde yapılan hataların bedelini hep vatandaşın ödediğine işaret eden Bakan Zeybekci, konuşmasını şu şekilde tamamladı:
“Türkiye her türlü maliyetin vatandaşa ödettirdiği bu sistemden, bu kısır sistemden kurtulmayacak mı? Türkiye bu sistemden kurtulmak zorunda, bu bir bağımsızlık meselesi. Bu bir istiklal ve istikbal meselesi. Bu AK Parti’lilerin meselesi değil, bu CHP’lilerin veya MHP’lilerin meselesi değil; bu mesele sizin meseleniz. ‘Aman bizim oğlan bene ne be’ derseniz böyle devam edersiniz. Bu millet canına tak ettiği zaman tek başına güçlü bir iktidar kabiliyetine bu sistem içerisinde sahip. Ama hiç bugüne kadar bu sistem normal yollardan iktidara gelebilme ümidi olan bir muhalefet üretti mi? Üretmedi. Bu sistemin en karanlık noktası bu zaten. Tek ayakla bir tarafı çalışıyor, tek kanatlı. Bu sorumluluk bize yıkılacak kadar hafif değil. Şimdi Türkiye’nin önüne bir fırsat geldi.”