- Anasayfa
- Haberler
- Başbakan Yardımcısı Canikli : “(ABD’de...
- 26 Ocak 2017 Perşembe 08:59
Başbakan Yardımcısı Canikli : “(ABD’de Trump’ın başkan olması) Türkiye ekonomisi bundan olumsuz etkilenmeyecek”
Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, ABD’de Donald Trump’ın başkan seçilmesinin Türkiye ekonomisini olumsuz yönde etkilemeyeceğini vurgulayarak, “Hem siyasi...
Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, ABD’de Donald Trump’ın başkan seçilmesinin Türkiye ekonomisini olumsuz yönde etkilemeyeceğini vurgulayarak, “Hem siyasi alanda hem de ekonomik alanda oradaki değişimin bizi olumlu etkileyeceğini düşünüyoruz” dedi.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) öncülüğünde TEPAV işbirliğinde yapılan Türkiye’nin en hızlı büyüyen şirketlerinin belirlendiği ‘Türkiye 100 Yarışması’ ödül töreni gerçekleştirildi. TOBB Konferans Salonu’ndaki programa Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve çok sayıda davetli katıldı. Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, programda yaptığı konuşmada içinde bulunulan süreçte küresel kaynaklı bazı dalgalanmaların yaşandığına vurgu yaparak, “Önümüzdeki dönem için makro göstergeler, politikalar ve planlar noktasında tahminde zorlandığımız bir dönem. Küresel ölçekteki ekonomi için söylüyorum. Öngörülebilirlik noktasında sıkıntılar yaşadığımız bir dönemde bu tür başarıların elde edilebilmesi son derece daha anlamlı” dedi.
“Dalgalanmaların bütün dünyada yoğun olarak yaşandığı bir dönem” diyen Canikli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Özellikle 2008 küresel krizinden sonra hala durulmadı. Azaldı dalgalanmanın şiddeti, bunu görüyoruz. Türkiye’de ve dünyada en son Amerika seçimlerinden sonra bu dalgalanmayı tetikleyecek olan faktörlerden en sonuncusu diyebileceğimiz Amerika seçimleri bitti ve yeni bir başkan görevine başladı. Bunun etkilerini de görüyoruz. Son haftalarda, günlerde bu dalgalanmanın şiddetinin azaldığını, önümüzdeki günlerde daha da azalmaya devam edeceğini tahmin ediyoruz. Sonuç itibariyle böyle bir süreçteyiz. Böyle bir gelişme yaşanıyor. Bu gelişmelerden sonra yeni dönemde daralma var. Talepte bir yavaşlama var. Küresel ticaretin artış oranında bütün küresel oyuncuları etkileyecek azalma söz konusu, ülkelerin borçluluk oranları çok yüksek. Finansal sıkıntılar söz konusu. Türkiye bu risklerin hemen hemen hiçbirisini yaşamıyor, taşımıyor. Özellikle finansal alanda bugün dünya ekonomileri daralma tehdidi ile karşı karşıya getiren bu finansal sıkıntıların hemen hemen hiçbirini Türkiye yaşamıyor.”
\"Türkiye’de bu kadar dalgalanmaya rağmen kamudan bir kuruş bankalara kaynak aktarma, destek verme ihtiyacı ortaya çıkmadı\"
Canikli, dünya ekonomisindeki sıkıntılı dalgalanma süreçlerine rağmen Türkiye bankacılık sisteminin sorun yaşamadığını dile getirerek, “Bu kadar dalgalanmaya rağmen bankacılık sisteminde en ufak bir sıkıntının yaşanmaması kesinlikle tesadüfü değildir. Türkiye’de bu kadar dalgalanmaya rağmen kamudan bir kuruş bankalara kaynak aktarma, destek verme ihtiyacı ortaya çıkmadı. Bu çok önemli bir hadise. Sistemin çok güçlü olduğunu hala da bu gücünü artarak, sürdürdüğünü söylememiz gerekir. Bu kurumlara da güvenmemiz gerekir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın üretim ve reel sektör için ‘ucuz finansman’ın gerekliliğine vurgu yaptığına değinen Canikli, “Ekonomi biliminin şuanda üretim boyutu ile ilgili kısmının en anahtar kelimesi, en önemli can alıcı kelimesi budur; ucuz finansman” değerlendirmesinde bulundu.
Canikli, kamunun borçluluk oranın Türkiye’de yüzde 27 civarında olduğuna değinerek, “Eğilimi de düşme yönünde. Bunlar bizim ekonomimizin önümüzdeki dönemde de gelişmesini tahrik edecek unsurlar” şeklinde konuştu.
“Denizler hep dalgalı olacak”
“Ekonomide dalgalanmalar içinde bulunduğumuz çağın kaçınılmaz bir gerçeğidir” diyen Canikli, şunları kaydetti:
“Özellikle küresel şartlar, dünyanın herhangi bir noktasında meydana gelen en ufak bir gelişme bütün ülkeleri etkileyebiliyor. Yunanistan’da geçtiğimiz yıllarda bir takım sıkıntılar yaşandı. Aslında dünya ekonomisi içerisinde ve Avrupa Birliği ekonomisi içerisinde Yunanistan çok büyük bir paya sahip değil. Her açıdan çok güçlü etkileme potansiyeli olan bir ekonomi değil. Ama buna rağmen Avrupa Birliği başta olmak üzere bütün dünya bu gelişmeden olumsuz yönde etkilendi. Artık büyük küçük ülke yok. Uzak, yakın ülke de yok. Herhangi bir yerde meydana gelen bütün alanlardaki sosyal, siyasal alandaki gelişmelerde ekonominin bütün unsurlarını ve değişkenlerini etkileyebiliyor. Böyle bir çağdayız. Hesapları, kitapları da bundan sonra buna göre yapmak lazım. Denizler hep dalgalı olacak. Bazen dalga boyu biraz yükselebilecek ama sürekli olarak sakin, liman sessizliğinde durgun su bundan sonra bulmak hemen hemen imkansız. Hesabımızı, kitabımızı bu çerçevede yapmak gerekiyor.”
Canikli, bütün dünya ve Türkiye’de yaşanan söz konusu dalgalanmanın reel sektörü etkileme potansiyelinin altını çizerek, “Kurdaki hareketlenme nedeni ile finansal yapısı bozulma durumu ile karşı karşıya kalan firmalarımız olabilir. Ödemeleri döviz cinsindendir. Nakit planlamasını, finansal tabloları ona göre oluşturmuştur. TL cinsinden veya tahmini bir kur hareketlerine göre bir planlama yapmıştır. Ama bu planın ötesinde bir hareketlenme olursa bütün bu finansal denge bozulur. Bu şekilde şuanda birçok firmamızın sıkıntı ile karşı karşıya kaldığını biliyoruz. Ya da siz yatırım yaparken, planlama yaparken bir talep seviyesini esas alarak, baz alarak bir tahminde bulunduğunuz ve hasılatlarınızı, tahmini gelirlerinizi buna göre dizayn ettiniz. Talepte bir düşüş meydana geldi. Dolayısıyla sizin satışlarınız azaldı ve finansal tablonuzda bundan kaynaklı bir azalma meydana geldi. Şuanda bu da var. Dalgalanmanın en çok bu iki boyutu ile Türkiye’de reel sektörü olumsuz yönde etkilediğini görüyoruz. Piyasadan çekilmesi muhtemel olan firmalarımızın bu şekilde piyasadan çekilmelerine elbette göz yummamız söz konusu değil. İlk defa Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bu kadar büyük hacimli bir finansal alan oluşturuldu. İşte bu sıkıntı yaşayan reel sektör firmalarımıza ve yeni üretim yapacak, üretim kapasitesini arttıracak olanların ihtiyaç duyduğu finansman taleplerini de karşılamak amacıyla 250 milyar liralık bir kredi alanı oluşturuldu” açıklamasında bulundu.
“Bizim oluşturduğumuz hacim 250 milyar lira”
Bugün itibari ile toplam yapılandırma talebinde bulunulan hacmin 40 milyar lira olduğunu kaydeden Canikli, “Bizim oluşturduğumuz hacim 250 milyar lira. Yani olur ilerde bu gelişmeler nedeni ile finansal dengesi bozulacak olan firma ortaya çıkarsa onların bu taleplerini hiç ilave bir karar almadan, bu yapı, paket içerisinde çözeriz düşüncesi ile gerçekten çok büyük bir alan oluşturduk. Kredi Garanti Fonu kefaleti ile yaptık çünkü ulaşım kolay olsun ilave teminat noktasında zorlanmasın birde o sıkıntı var” ifadelerini kullandı.
“‘Hayat emaresi olan en ufak bir firma varsa ona bu desteği vereceksiniz ve ayağa kaldıracaksınız, kriterimiz bu”
Canikli, KOBİ’lere yüzde 90 kefalet verildiğine dikkat çekerek, “Olabildiği kadar finansman ucuz olacak, normalde Kredi Garanti Fonu kefaleti ile kullandırılan kredilerde hem hazinenin hem de Kredi Garanti Fonunun bir kesintisi olur. Bu uygulamada kesinti sıfır olacak. Olabildiğince ucuz yapmaya çalışıyoruz. Herkese ulaşabilecek. Sistem bankalar üzerinden yürüyecek, hatta bankalara şunu söyledik; ‘Hayat emaresi olan en ufak bir firma varsa ona bu desteği vereceksiniz ve ayağa kaldıracaksınız, kriterimiz bu. Net bir şekilde söylüyorum, uygulama başlamadı. Önümüzdeki hafta en geç hayata geçmiş olacak. Bu uygulama hayata geçtiği andan itibaren bankalar bu taleplerin hepsini yerine getirecek. Burada inisiyatif bankada değil bizde” dedi.
“İçinde bulunduğumuz yıl içerisinde net 600 bin istihdam oluşturulacak”
“Finansal alanda hiçbir sıkıntımız yok” ifadelerine yer veren Canikli, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Talepte bir miktar daralma olduğunu görüyoruz gerçi son gelen datalar olumlu. Tüketici güven endeksinde çok iyi rakamlar geldi. Bunun devam edeceğini düşünüyoruz. Talepteki o düşüş trendi de önümüzdeki günlerde yönünü yukarıya çevirecek. Satın alma gücü enjekte ediyoruz piyasaya. Özellikle 2017 yılında 600 bin net istihdam oluşturulması için kamu desteği ile 500 bini özel sektör tarafından doğrudan oluşturulacak. Onların bir yıl boyunca ücretleri devlet tarafından ödenecek. İş başı eğitimi dahil. 100 binde toplum yararına çalışma projesi kapsamında doğrudan kamu tarafından oluşturulacak. En az içinde bulunduğumuz yıl içerisinde net 600 bin istihdam oluşturulacak. Bu elbette işsiz kardeşlerimize iş sunulması açısından önemlidir. Aynı zamanda doğrudan piyasaya alıcı, tüketici ve talep edici olarak girecek olan bu insanlara bu kaynağın aktarılması ayrı bir öneme sahiptir.\"
“Dalgalanmanın en dip noktasını gördük, ana yapıyı olumsuz yönde etkileyen kalıcı bir tahribat olamadı, olmayacak”
Canikli, Türkiye’nin ekonomik sisteminin bütün boyutları ile bütün şoklara dayanıklı olduğuna dikkati çekerek, “Biz bunu laf olarak söylemiyoruz. Fiilen test edilmiş bir ekonomidir. Bugüne kadar en kötülerini yaşadık. Dalgalanmanın en dip noktasını gördük. Oradan çıkış başladı. Ana yapıyı olumsuz yönde etkileyen kalıcı bir tahribat olamadı, olmayacak. Dalgalanma daha durulacak biraz daha sakinleşecek. Onu da görüyoruz. Artık önümüzde meydan sizin” şeklinde konuştu.
Trump’ın Türkiye’ye etkisi
Türkiye’nin bölgesel ve jeopolitik konumundan kaynaklı risklerinin azaldığını kaydeden Canikli, söz konusu bölgelerde ticaretin çok yoğun bir seviyeye geleceğini vurguladı. Canikli, Trump’ın başkan seçilmesinden sonra ekonomi alanında çok farklı söylemlerin söz konusu olduğuna değinerek, “Bugüne kadar dünyanın pek alışık olmadığı, ekonomi ile ilgili Trump’ın bir takım projeleri, hedefleri, hayalleri var. ‘Acaba göreve geldikten sonra bunları gerçekleştirmez, değişir mi?’ gibi yorumlar vardı ama hiç öyle olmayacak gibi gözüküyor. Çünkü gelir gelmez söylediklerini çok hızlı bir şekilde uygulamaya başladı. Şuanda ekonominin ağırlığı Batı’dan Doğu’ya kayıyor. Çok net bir şekilde hem ihracatta hem üretimde. Biz bir olumsuzluk yaşamayacağız. Trump’ın söylediklerini, ‘Trump etkisi’ olarak Türkiye ekonomisi bundan olumsuz etkilenmeyecek. Hem siyasi alanda hem de ekonomik alanda oradaki değişimin bizi olumlu etkileyeceğini düşünüyoruz” diye konuştu.
Hisarcıklıoğlu: “2015 yılında ortalama 68 milyon TL’lik satış yaptılar, her biri ortalama 111 kişiye istihdam sağladılar”
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ise, Türkiye 100 listesi oluşturulurken başvuran şirketlerin son 3 yıl, yani 2012-2015 arası ciro artış hızlarının dikkate alındığını belirterek, “Türkiye’nin en hızlı büyüyen 100 şirketinin bu dönemdeki ortalama büyümesi yüzde 438. Bu müthiş bir rakam. Çünkü Türkiye’deki milli gelir artışının 12 kat üzerinde bir performans gösterdiler. Aynı süre içinde, çalışan başı üretimlerini, yani verimliliklerini ise ortalama yüzde 176 artırdılar. 2015 yılında ortalama 68 milyon TL’lik satış yaptılar, her biri ortalama 111 kişiye istihdam sağladılar. Ben küresel ekonominin birçok badire atlattığı bir dönemde, bu büyük başarıyı gösteren ve Türkiye 100’e girmeye hak kazanan bütün şirketlerimizi yürekten kutluyorum” dedi.
“Bu yıl Türkiye 100 listesinin bölgesel dağılımı oldukça dikkat çekici” diyen Hisarcıklıoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Listede üç büyük şehir dışında 22 şehrimizden şirketler var. Anadolu’nun yükselişi açık bir şekilde görülüyor. Dün Başbakanımızın lansmanını yaptığı Cazibe Merkezleri Programı’ndaki 23 ilden Türkiye 100 sıralamasına giren bir şirketimiz var, o da Tunceli’den. İnanıyorum ki, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki 23 ili kapsayan bu destek ve teşviklerden sonra gelecek yıl yapacağımız Türkiye 100 sıralamasına bu illerden çok daha fazla şirket girecek. Bu vesileyle cazibe merkezleri programının hazırlanmasında emeği geçen, başta yatırım ortamının iyileştirilmesi YOİKK’ten sorumlu Başbakan Yardımcımız Nurettin Canikli olmak üzere bütün bakanlarımızı kutluyorum. Bu aslında son yıllarda başta ulaşım ve eğitim olmak üzere, Anadolu’ya yapılan yatırımların meyvesini verdiğinin de en somut göstergesi. Sektörler açısından da ilginç bir dağılım var. Listede inşaattan lojistiğe; gıdadan tekstile; plastikten bilişime çok sayıda farklı sektörden şirketler var. Bu çeşitlilik aslında ülkemizde her sektörde fırsatlar olduğunun; doğru iş modeliyle her sektörde başarının yakalanabileceğinin en güzel ispatı. Türkiye 100 şirketleriyle ilgili analizlerin olduğu kitapçığı arkadaşlarım çıkışta dağıtacak. Ama Sayın Başbakan Yardımcım, ben buradan bir müjdeyi de vereyim. Sayın Cumhurbaşkanımız her fırsatta şirketlerimizi yatırım yapmaya davet ediyor. İşte Türkiye 100 listesindeki, bu salondaki 100 şirketin 73 tanesi 2017 yılında yeni yatırım yapmayı planlıyor. Ben bu şirketlerimizi tekrar kutluyor, bütün özel sektörümüzün aynı başarıyı gösterebilmesini diliyorum. “
Konuşmaların ardından ödülleri şirket temsilcilerine takdim edildi.
Marmaristv.com.tr ’ nin yerel haberler bölümünde İHA’nın abonelerine gönderdiği haberler otomatik olarak derlenmektedir. Marmaristv.com.tr editörleri otomatik akış içinde bu haberlere editoryal müdahalede bulunmamıştır. Haber içeriklerinden hukuken ilgili ajans sorumludur.