- Anasayfa
- Haberler
- Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği 38....
- 23 Mart 2017 Perşembe 14:31
Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği 38. Olağan Genel Kurul Toplantısı
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, kapatılmış şirketler ile ilgili, “Eğer bir şirketi kapattığımızda yeni şirket kuruyorlarsa, Ticaret Kanunu’na bir...
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, kapatılmış şirketler ile ilgili, “Eğer bir şirketi kapattığımızda yeni şirket kuruyorlarsa, Ticaret Kanunu’na bir hüküm koyup bu konuda ‘Ceza almış insanlar, yeni kurulan şirketin ortakları, yöneticileri veya çalışanı olamaz’ diye bir hüküm getirebiliriz” dedi.
Ankara’da düzenlenen Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği 38. Olağan Genel Kurul Toplantısı’na Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Üyesi Faik Yavuz ve Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği Genel Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil de katıldı. Toplantıda konuşan Bakan Tüfenkci, ham madde, yağlı tohum üretiminin nasıl arttırılacağı, ekim sahalarının nasıl genişleteceği, sanayici ve yağ sanayisi ile nasıl buluşturacaklarının önemli tespitler olduğuna vurgu yaparak, “Tarım Bakanımız da ciddi anlamda bu konuyla ilgileniyor ve umut ediyoruz ki önümüzdeki günlerde çok daha farklı bir tabloyla karşılaşmış oluruz. Biz bakanlık olarak daha çok işin ticaret boyutundayız. Üretim boyutunu Tarım Bakanlığı, tarım ürünlerinin ticarileşmesi veya sanayiye dönüşmesi boyutunu da bizler çalışıyoruz. Belki hiçbir dönem olmadığı kadar iki bakanlık çok yakın bir şekilde çalışıyor. Bitkisel yağlar daha çok gıda, enerji ve kimya sektörlerinde yoğun olarak kullanılan ve tüketimi artan bana göre de stratejik bir ürün. Ham maddelerinin de dolayısıyla stratejik ürün kapsamına alınmasında ülkemiz adına fayda var. Çünkü baktığımız zaman üretimimiz az, tüketimimiz fazla, tesislerimiz atıl vaziyette, ihracatımız az, ithalatımız çok. Hem ham maddede ithalatımız çok hem de yağ anlamında ithalatımız çok, ihracatımız az. Biz istiyoruz ki bu tabloyu tersine çevirelim. Özellikle üretilen yağlar bakımından ihracatımızı arttırmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.
“Ticaret Kanunu’nda yasa değişikliği gündeme gelebilir”
Fabrikaları tam kapasiteyle, yüzde 80-90 kapasiteyle çalıştırmak istediklerini belirten Bakan Tüfenkci, “Önemli yağlı tohum üreticileri katma değeri fazla olsun diye daha çok ham yağ ihracatına prim veriyorlar, destekliyorlar. Yağlı tohumlar noktasında kısıtlamalara gidiyorlar. Üretilen yağların mutlaka sağlıklı olması gerekiyor. Gıda ürünleri sağlığı doğrudan etkilediği için risk alınmayacak kadar önemli ürünlerdir. Buradaki en ufak hatalar gelecek nesilleri de etkileyecek şekilde sağlık problemlerinin oluşmasına neden olabilir. Bu nedenle milletimizin daha doğal beslenmesini sağlamak için üretimin ve yağlar üzerinde yapılan işlemlerin en sağlıklı biçimde olmasına özen göstermeliyiz. Sadece kar etmek maksadıyla yapılan işler doğaya, çevreye, hatta iklime zarar vermektedir. Maksadımız daha çok ticari kazanç olmamalıdır, sağlıklı olanı üretmeli ve tüketmeliyiz. Hükümet ve bakanlık olarak da tüketici sağlığını en üst düzeyde korumak temel amaçlarımız arasındadır. Tüketiciyi koruma noktasında da yasalar birçok yetkiyi bizim bakanlığımıza vermiş durumda. Ancak Tarım Bakanlığımızın da üzerinde durduğu, bizim de üzerinde dikkatlice durduğumuz ve haksız rekabete yol açtığı gibi insanlarımızın sağlığını da direkt etkileyen bu tağşiş ürünlerine etkili çözümler getirmemiz lazım. Eğer bir şirketi kapattığımızda yeni şirket kuruyorlarsa, Ticaret Kanunu’na bir hüküm koyup bu konuda ‘Ceza almış insanlar, yeni kurulan şirketin ortakları, yöneticileri veya çalışanı olamaz’ diye bir hüküm getirebiliriz. Ticaret Kanunu’nda şirketlerin kuruluşuna ilişkin bir yasa değişikliği ile bunu gündeme getirebilir ve uygulayabiliriz. Çünkü bu zarar veriyor ve bizi ilgilendiriyor. Haksız rekabete yol açıyor, markaların itibarını zedeliyor, toplumun sağlığını direkt etkiliyor ve en önemlisi de tüketiciyi aldatıyor, insanlarımız topyekün zarar görüyor. Bunu önemsiyoruz ve inşallah buradan bunun üzerine çalışma sözü vermiş oluyoruz” şeklinde konuştu.
“Çiftçilerimizi eğitmemiz lazım”
“Tarım Bakanlığımızın milli tarım politikasını uygulaması ve havza bazlı ürünlere destekler getirmesini de destekliyoruz ve bunu takip etmemiz lazım” diyen Bakan Tüfenkci, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz, yağlı tohumların nasıl ekimini, üretimini arttırırız, bunun üzerinde de fiyatla, tek başına fiyatın yeterli olmayacağını biliyorum ama bir destekse bunu gündeme getirelim. Önemli bir nokta da bizim çiftçilerimizi eğitmemiz lazım. Çünkü çiftçilerimiz bu ürünlere yabancı, geleneksel üretimlerinde bu yok. Dolayısıyla Tarım Bakanlığımızın yetkilileri, İlçe Tarım Müdürlüklerimiz başta olmak üzere, ki yine Bakanımız burada tarım danışmanlarını yaygın bir şekilde kullanmak istiyor. Eğer çaba sarfedilirse, uğraşılırsa ciddi anlamda Türkiye’nin iklimi ve toprağı buna müsait. Bizim topraklarımızın görece olarak diğer Avrupa ülkelerinden daha temiz görünen bir toprak yapısı var ve buradaki üretimimizle beraber biz farklılıklar oluşturabiliriz. Firmalarımızın kendi markalarını oluşturması ve bu markalarla ihracat yapabilir konuma gelmeleri, iç piyasadaki işlenmiş bitkisel yağları büyük oranda bizim yerli firmalar burada işleyerek karşılıyorlar ama biz yurt dışına nasıl açılabiliriz? Avrupa pazarı bildiğim kadarıyla daha çok sanayi yağları noktasında önemli bir pazar ama mutfak ve yemeklik yağlar bakımından Afrika pazarına ve diğer pazarlarda da mutlaka bizim olmamız lazım. Sizlerin oralarda karşılaştığınız her türlü engeli giderme noktasında da biz bakanlık olarak sizin yanınızda olduğumuzu ifade etmek istiyoruz.”
“Lisanslı depoculuk uygulamalarını yaygınlaştırıyoruz, teşvik ediyoruz”
Tarım Bakanlığı ile çok yakın çalıştıklarını kaydeden Bakan Tüfenkci, “Özellikle lisanslı depoculuk uygulamalarını yaygınlaştırıyoruz ve teşvik ediyoruz. Buradaki amacımız, sanayicilerimizi bir anlamda depolama maliyetlerinden kurtarmak istiyoruz. Yapımına teşvik veriyoruz, içine konulan ürünlerin özellikle kira paraları noktasında Tarım Bakanlığı ile teşviklerimizi veriyoruz ve oradan size elektronik ürün senedi veriyoruz. Elektronik ürün senediyle sizler onu her türlü teminat olarak da kullanabiliyorsunuz, bankadan kredi de çekebiliyorsunuz. İhtiyacınız olduğu anda gidip o senedi ibraz ederek malınızı alıp fabrikanızda işleyebiliyorsunuz. Böylece sağlıklı şartlarda depolamayı sağlamış oluyoruz. Ürünlerin depolamadan dolayı fire vermesini önlemiş oluyorsunuz. Dolayısıyla bu imkanları kullanmanız lazım. Lisanslı depoculuk noktasında teşvikleri inşallah önümüzdeki çok kısa zamanda hayata geçireceğiz. Özellikle lisanslı depoculuğa konulan ürünlere kredi aldığınızda faiz desteğini veriyoruz. Diğer teşvikler de referandumdan hemen sonra inşallah hayata geçecek. Sanayicilerimizin bu konuya ilgi duymasını, üreticiler anlamında da, sanayici arkadaşlarımız anlamında da kendilerinin üzerindeki bir maliyeti alması noktasında önemli bir işlev göreceğini söyleyebilirim” açıklamalarını yaptı.
“Küçük üreticiler ürünlerini lisanslı depolara koyduklarında kira almıyoruz”
Ürün İhtisas Borsasının da Bakanlar Kurulunda imzaya açıldığını, kısa zamanda da tamamlanacağını söyleyen Bakan Tüfenkci, “Ürün İhtisas Borsasını da hayata geçirip, yeni bir ürün emtia borsasını biz Türkiye’nin hizmetine sunmuş olacağız. Orada hem uluslararası yatırımcıya açmış oluyoruz, o borsayı hem kendi milli yatırımcılarımıza açmış oluyoruz. Bu piyasanın bütün aktörleri o Ürün İhtisas Borsasının da ortaklarından ama esas sahiplerini de tabii ki ticaret borsaları olarak biz görüyoruz. Burada ülkemizin tarım ürünleri ticaretinin merkezi haline gelmesini istiyoruz. Bu anlamda özellikle önümüzdeki dönemde üreticilerin ürünlerini lisanslı depolara getirebilmeleri de önemli. Küçük üreticilerin ürünlerini lisanslı depolara koyduklarında hiç kira almıyoruz, laboratuvar ücretlerini hükümet olarak bizler karşılıyoruz. Hatta nakliye olarak tarlasından depoya getirene kadar ton başında da 25 lira teşvik veriyoruz. Amacımız da hem bu piyasanın işlerliğinin arttırılması, hem sanayicimize destek olması, hem de ürün kayıtlarıyla çiftçimizin ve sanayicimizin artı maliyetlere katlanmaması. Tarım Bakanlığımız, çiftçimizin yanında, onların ürünlerinin değerlendirilmesi noktasında, verimliliği noktasında gece gündüz çalışıyor. Biz, sanayicimizin önünü açmak, ticaretini geliştirmek, sanayisini organize etmek ki bu konuda gerçekten yağ sanayi modernize noktasında dünyayla yarışabilecek noktada ama bizim bu tesislerimizi yüzde 100 kapasitelere yakın çalıştırabilmemiz de çok önemli” diye konuştu.
“Terör saldırılarını nefretle kınıyoruz”
“Dün Londra’da bir terör saldırısı oldu” diyen Bakan Tüfenkci, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Teröre karşı insanlık ortak duruşu sergilemediği sürece, gerekli tepkiyi ortak olarak vermediği sürece ‘senin teröristin iyi, benim teröristim kötü’ mantığıyla bu sorun bitmez. Terörün insanlık suçu olduğu bilinciyle hareket ederek, nereden, kim, kimin adına yapılırsa yapılsın sonuçta hayatını kaybedenler masum insanlar olduğu bilinciyle hareket ederek, ortak duruşu hep beraber göstermemiz lazım. Yoksa bu terör savaşları tüm dünyanın başına bela olacak. Biz, birçok terör örgütüyle uğraşmamıza rağmen bu coğrafyada oturmanın pahalı olduğu bilinciyle her türlü tedbiri alırken bütün dünyadaki terör saldırılarını da nefretle kınıyoruz.”
“16 Nisan’da hepinizden ‘evet’ bekliyorum”
Hızlanmak gerektiğine vurgu yapan Bakan Tüfenkci, “İhracatımızı arttırmamız lazım, üretimimizi arttırmamız lazım. Bunun için de bizim yeni bir sisteme geçmemiz lazım. Sistem arızalarıyla, sistemdeki sıkıntılarla boğuşup sizlerin enerjisini sistemdeki arızalarla tüketmememiz lazım. Sizlerin üretime odaklanması lazım, işinize odaklanmanız lazım, ekonomiye odaklanmanız lazım ve ürettiğinizi yeni pazarlara nasıl satarız diye odaklanmanız lazım. Bugüne kadar sistem arızaları nedeniyle, çift başlılıklar nedeniyle sizin hiç de suçunuzun olmadığı birçok bedeli Türk toplumu ödemek zorunda kaldı. İstiyoruz ki bundan sonra bir daha bu milletin sermayesi, insan kaynakları, enerjisi boşa gitmesin. Her 10 yıl da bir darbe üreten, muhtıralar üreten, demokrasiyi kesintiye, askıya alan 28 Şubatları, 12 Eylülleri, 1960 darbelerini , 71 muhtıralarını, 2007 e-muhtıralarını, 15 Temmuzları Allah bir daha yaşatmasın. Özellikle 15 Temmuz’u unutmadık. Bir daha 15 Temmuzların yaşanmamasını istiyorsak inşallah 16 Nisan’da Türkiye için önemli olan, Türkiye’nin hızına hız katacak bir referandumda hepinizden de ‘evet’ bekliyorum” şeklinde konuştu.
Marmaristv.com.tr ’ nin yerel haberler bölümünde İHA’nın abonelerine gönderdiği haberler otomatik olarak derlenmektedir. Marmaristv.com.tr editörleri otomatik akış içinde bu haberlere editoryal müdahalede bulunmamıştır. Haber içeriklerinden hukuken ilgili ajans sorumludur.