Dünyanın en büyük insan kaynakları şirketlerinden birinin Türkiye ortağı Kaan Otçu, Yaşar Üniversitesinde öğrencilere kariyer planlamasının inceliklerini ve bu alanda dünyada yaşanan son gelişmeleri anlattı. Türkiye’nin önde gelen beyin avcıları arasında gösterilen Otçu, dünya devi şirketlerde üst düzey yönetici pozisyonlarında Türklerin neden az sayıda yer alabildiğini anlattı.
Kuzey Amerika, Latin Amerika, Avrupa, Orta Doğu, Afrika ve Asya Pasifik’teki başlıca iş merkezlerinde faaliyet gösteren ve üst düzey yönetici seçme ve yerleştirmenin yanı sıra liderlik danışmanlık hizmeti veren bir şirketin Türkiye partneri Kaan Otçu, Yaşar Üniversitesi Ekonomi Topluluğu’nun konuğu oldu.
2020 yılında dünya çapında her 10 üniversite öğrencisinden 4’ünün Çinli veya Hintli olacağını belirten Kaan Otçu, “Önümüzdeki yıllarda uluslararası iş dünyasında en büyük rakiplerin Çin ve Hindistan’dan çıkacağı kesin. Özellikle Çin’de çok çalışkan bir insan nüfusu mevcut. Öte yandan, 2019 yılında dünyadaki tüketicilerin üçte biri Çin’den olacak. 2025 yılında 2000 yılı ve sonrası doğumluların yani Z kuşağının işgücünün yüzde 75’ini oluşturması beklenmekte. İnsanların daha geç emekli olmaya başlaması göz önüne alındığında ise yöneticilerin her biri farklı isteklerde bulunan nesilleri yönetmek durumunda kalacağı görülmekte. Ayrıca 10 yıl içerisinde işgücünün yarısının ‘gig’ ekonomisinden seçilen, yani serbest çalışan kişilerden oluşacağına inanılmakta” bilgisini verdi.
İyi bir lider nasıl olmalı?
Liderliğin özünü hizmet görmek değil hizmet etmek olarak tanımlayan Kaan Otçu, bir şirket liderinin ulaşmak istediği hedefler için gerekli olan karakter özelliklerinden bahsetti. Otçu, “Türkiye’de yöneticilerin büyük bir yüzdesi muhasebe bilmediği için şirket bilançosunu doğru okuyamıyor, bu yüzden de şirketin kısa sürede kapanmasına neden oluyor. Yönetici adaylarının öncelikle mutlaka muhasebe öğrenmesi ve buna ciddi bir yatırım yapması şart. Doğal yeteneklerini ön plana çıkarmalı ve kişisel ağını genişletmeli. Ayrıca başarılı bir lider başkalarından çok daha çalışkan olmalı ve mesleğinde güçlü bir adanmışlık duygusu geliştirmeli. Kritik anlarda cesur davranmalı, risk alma duygusu güçlü olmalı ve vizyon sahibi olmalı. Açgözlü olmaktan, kibirden, gösterişten kaçmalı ve minnettar olmaktan korkmamalı. Türkiye’de maalesef eksikliklerimizle doğru bir şekilde yüzleşemiyoruz. Gerçek bilgiye dayalı analizin ve karşımızdaki insanı doğru anlayabilmenin ne olduğunu bilmeliyiz” diye konuştu.
Yurtdışında Türk CEO neden az?
Dünya devi şirketlerde üst düzey yönetici pozisyonlarında Türklerin neden az sayıda yer alabildiğini de değerlendiren Otçu, “Yurtdışındaki Türkler genellikle rekabete hazır olmadan iş hayatına atılıyorlar. Yeteri kadar dirençli değiliz ve uzun vadeli stratejiler oluşturamıyoruz. Özellikle de sistem çok duygusal işliyor. CEO pozisyonuna gelebilecek bir aday ailesini sebep göstererek Türkiye’ye geri dönmek istiyor. Ancak yabancı yöneticilerin Türklere göre çok daha kolay adaptasyon yaşadıkları görülüyor. Maneviyatımızı elbette korumamız gerekiyor ancak ilerleyebilmek ve yükselmek için duygusallıktan uzak durmamız şart” dedi.
YASAL UYARI
YORUM YAZ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmadı. İlk yorumu siz yapın.
BENZER HABERLER